Nadal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Nadal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Eylül 2015 Pazartesi

GEÇEN BİR HAFTANIN ÖZETİ

Amerika açık'ta tek erkeklerde Novak Djokovic turnuvayı şampiyonlukla noktaladı. Yağmur nedeniyle yaklaşık 4 saat gecikmeli başlayan ve biz izleyenleri iyice heyecanladıran maç, kalite olarak bekleneni vermese de tansiyon ve atmosfer olarak bir hayli üst seviyedeydi. İlk sette Federer sanki ilk slam finalini oynayan bir oyuncu gibi çok heyecanlı ve gergin göründü. Bolca basit hata yapan(15) Roger ilk servisini de Djokovic'e kıyasla oyuna düşük yüzdeyle(%69-%53) sokunca set 6-4'le Novak'a gitti. İkinci sette ise aynı basit hata sayısına rağmen çok çok daha iyi servis atan Federer servis kırma şansı bile vermediği seti 7-5 kazandı. Bu ilk iki sette Djokovic her zamanki gibi yüksek bir seviyede tenis oynadı. Ama setlerin kaderini Federer'in servis performansları çizdi. Üçüncü ve dördüncü setlerde ise bolca şanslar yakalayan Federer kritik puanlarda ya hata yaptı ya da Djokovic bu puanları çok iyi oynadı. Daha fazla puan aldığı 3. seti kaybetmesi ve servis kırma puanlarında 4/23 gibi bir oranda kalması bunu iyi özetleyen istatistikler. Novak'ta ise servis kırma oranı 6/13. Sonuç olarak finali mental olarak şu anda dünya tenisinde en farklı konumda olan adam bu özelliğinin yardımıyla kazandı.


Federer bu mağlubiyetten sonra bu hafta Davis Cup'ta Wawrinkayla beraber ülkesi için korta çıktı. Hollanda'ya karşı teklerde iki maç kazanan Federer, Wawrinka'nın da 1 tekler maçı kazanmasıyla İsviçrenin dünya grubunda kalmasına katkıda bulundu. Amerika Açık'ta sürpriz bir şekilde Fognini'ye kaybeden Nadal ise Danimarkaya karşı Verdasco'yla beraber ülkesi İspanya'nın 1.grupta kalmasına yardım etti. Tekler maçını kazanan Nadal, çiftlerde de Verdasco'yla beraber güldü. Ancak bu hafta bir kahraman varsa o da Andy Murray idi. Davis Cup yarı finalinde Avustralya ile karşı karşıya gelen Britanya'da Murray, iki tekler maçı ve kardeşi Jamie Murray'le ortaklık kurduğu çiftler maçını kazanarak ülkesini 37 yıl sonra ilk kez finale taşıdı.Diğer yarı finalde ise Belçika, Juan Monaco'dan yoksun Arjantin'i son maçta Steve Darcis'in Delbonis'i mağlup etmesiyle geçerek Britanya'ya rakip oldu. Final 27-29 kasım arasında oynanacak.

WTA'de bu hafta Quebec City ve Tokyo'da İnternational seviyesindeki turnuvalar vardı. Quebec City'de, 1 numaralı seribaşı Madison Keys'in ilk maçından önce bilek sakatlığı yüzünden çekildiği kapalı halı zemin organizasyonunda finali iki genç raket Jelena Ostapenko (18) ve Annika Beck (21) oynadılar. Tek taraflı geçen finali Beck 53 dakikada kazandı ve kariyerinin 2. WTA kupasını kaldırdı. Ostapenko'nun kariyerinin ilk WTA finali olduğunu da hatırlatalım.


Tokyo'da, açık havada düzenlenen sert zemin turnuvasında ise 1 ve 2 numaralı seribaşları Carla Suarez Navarro ve Zarina Diyas'ın erken elendiği turnuvada finali bu sene yükselen bir performans gösteren polonyalı Magda Linette ile en son 2 yıl önce bir WTA turnuvasında finalde boy gösteren, bu süre içerisinde sakatlıklarla çok boğuşan Yanina Wickmayer oynadı. İlk seti kaybetmesine karşın maçı alan Yanina, kariyerinin 4. WTA şampiyonluğunu kazandı. Bu seneye Avustralya Açık 4. turuyla başlayan Wickmayer senenin geri kalanında aynı çizgiyi sürdürememişti.
WTA'de bu hafta ilk 10'dan 4 oyuncunun katılacağı premier seviyedeki Tokyo ve international seviyesindeki Guangzhou ve Seoul turnuvaları oynanacak.ATP'de ise 250 puanlık St.Petersburg ve Metz turnuvaları var. Organizasyonlar açık sert zeminde yapılacak.

6 Eylül 2015 Pazar

AMERİKA AÇIK'TA İLK HAFTA

Amerika Açık’ta ilk hafta geride kalırken tek kadınlarda seri başı katliamı yaşandı.Maria Sharapova'nın sakatlık sebebiyle katılmadığı turnuvada  İlk 10’dan sadece 3 tenisçi (Serena,Kvitova ve Halep) 3. Tur görürken Jankovic,Kuznetsova,Stephens,Cornet,Bacsinszky gibi diğer seri başları ilk maçlarında turnuvaya veda ettiler. Takvim slam yapma ihtimali yüzünden turnuvanın en çok konuşulan oyuncusu olan Serena Williams en çok zorlandığı maçta, 3. turda Bethanie Mattek-Sands karşısında 3 sette kazandı. Final setini hem rakibinin çözülmesi hem de kendisinin vitesi yükseltmesiyle rahat aldı. Serena’nın güç tenisine karşı oyunu çeşitlendiren,fileye gelen,servis voleler deneyen,rallilerde slicelarla tempoyu değiştirmeye çalışan Mattek-Sands maçı güzelleştiren bir oyun sergiledi. Eskiden sayısı çok fazla olan bu oyuncuların özellikle bayanlarda neslinin tükeniyor olması üzücü.

Serena Williams’ın 4. Turdaki rakibi Madison Keys tehlikeli bir oyuncu. Serena’ya problem çıkartması olası. Çok sağlam 3 maç oynadı , bizleri  iyi bir karşılaşma bekliyor olacak. 2. Turda Garbine Muguruza ve Johanna Konta  kadınlarda Amerika Açık tarihinin en uzun maçını oynadılar. 3 saat 23 dakika süren maçı elemelerden gelen Konta  kazandı. Bir sonraki turda da Petkovic’i mağlup eden Konta şu ana kadar büyük bir iş başardı. Kadınlarda bir başka elemelerden gelip  4.tur gören isim dünya 152 numarası Anett Kontaveit oldu. 20 yaşındaki Estonyalı Venus Williams’la çeyrek finale çıkabilme mücadelesi verecek.Kanadalı  25 numara Eugenie Bouchard  ise 4.tur görerek, mart ayından beri 2 maç üst üste kazanamadığı, kendisi için felaket giden sezonda nefes aldı. Bouchard 4.turda Wimbledon sonrası iyi bir form yakalayan Vinci’yle oynayacak. Şu ana kadar kadınlardaki en iyi maçta Azarenka Kerber’i  3 sette mağlup etti. Yüksek kalitedeki maçta Azarenka iyi tenis oynadı, sakin kaldı ve özgüveni çok yüksek göründü. Sakatlık sorunu yaşamazsa finale yürümesi olası.

















Tek erkeklerde ise şu ana kadar maçtan çekilmeler turnuvaya damga vurdu. Çok sıcak ve nemli bir ilk haftanın ardından toplamda 13 oyuncu mücadelelerini yarım bırakmak zorunda kaldı ve bu bir rekor olarak kayıtlara geçti.


Geçen senenin finalisti Kei Nishikori ve 2 kez şampiyon Rafael Nadal’ın erken elenmeleri en çarpıcı olaylardı. 1.turda Benoit Paire’ye kaybeden Kei, fiziksel olarak Washington ve Toronto’daki gibi iyi görünmedi. Kariyeri boyunca bu fiziksel sıkıntılar yüzünden çok sorun yaşayan Nishikori’nin karşısında Paire gibi yetenekli ve oyunu çok karıştıran bir oyuncu olunca mağlubiyet de geldi. Paire 2. turda Marsel, 3. turda da Robredo'yu mağlup edip kariyerinin ilk  slam 4. turunu gördü.

Ancak bizleri en çok şaşırtan olay 3. Turda Rafael Nadal-Fabio Fognini maçında yaşandı. Setlerde 2-0 öne geçen ve 3. sette 1 break avantajıyla önde olan, iyi oynayan Rafa maçı kaybetti. Fognini’nin inanılmaz tenisi (70 winner yaptı) bu geri dönüşü oluşturdu fakat tanıdığımız Nadal bu karşılaşmayı bir şekilde kazanmasını bilirdi. Sene boyunca yanında olmayan servisi onu yine yarı yolda bıraktı. Bu arada bu maçta muhteşem bir tenis izlediğimizi de unutmayalım. Nadal hayranlarını teselli edecek bir konu varsa o da Rafa'nın uzun bir süre sonra ilk defa bu kadar yüksek bir seviyeye (servisi hariç) çıkmış olmasıdır. Djokovic,Federer,Wawrinka ve Murray yollarına devam ederken özellikle Djokovic ve Federer şu ana kadar rahat gözüktüler. Mardy Fish, Jarko Nieminen ve eski dünya 1 numarası, 2 grand slam şampiyonu Lleyton Hewitt son kez Amerika Açık’ta oynadılar. Bu üç oyuncu bu sene sonunda emekli olacak. İkinci haftayla beraber seviye ve kalite artacaktır, merakla bekliyoruz. 

2 Kasım 2013 Cumartesi

Heyecan Paris'te devam ediyor

Atp sezon sonunun merakla beklenen ayağı Bnp Paribas Masters Paris'te bu hafta sonu yarı final ve final heyecanı tenisseverleri bekliyor. Ev sahibi durumunda ki Tsonga'nın katılamadığı bu sezonda yarı finallerde bir süpriz yaşanmadı ve turnuvanın dört favoriside yarı finallerde yerini aldı. Yarı final heyecanı bugün saat 15.30'da Novak Djokovic-Roger Federer mücadelesi ile başlayacak. Bu maçın galibi saat 18.00'da başlayacak David Ferrer-Rafael Nadal mücadelesinden gelecek olan bir diğer finalisti bekleyecek. Bu nefes kesen mücadeleleri Türk tenisseverler Lig Tv üzerinden seyredebilecekler.

5 Eylül 2013 Perşembe

N e w Y o r k , N e w Y o r k. . . Amerika Açık Tenis Turnuvası


        İlki 1881 yılında oynanan Amerika Açık Tenis Turnuvası bu yılda hız kesmeden devam ediyor. Amerika'da gerçekleşen sezonun son grand slam turnuvasında sürprizler her zamanki gibi şaşırttı. 
        İlk sürpriz turnuvada Sugarpova soyadı ile oynama başvurusu yapan fakat daha öncede sakatlık geçirdiği sağ omzundan tekrar sakatlanan Maria Sharapova'nın turnuvadan çekilmesi oldu. Sharapova 2006 yılında finalde Justine Henin'i 6-4'lük iki sette geçerek şampiyon olmuştu.
        Turnuvanın bayanlarda ikinci sürprizi ise 17 yaşındaki Victoria Duval'ın 2011 yılı şampiyonu Avusturalyalı Sam Stosur'u ilk turda 3 set sonunda geçerek ikinci tura yükselen isim olmasıydı. buPetra Kvitova eski formundan çok uzak olduğunu burda da gösterdi. Yine Venüs Williams da emeklilik zamanının yaklaştığını hissettirdi. Sara Errani ve Agnieszka Radwanska ise yine o yumuşak defansif oyunlarının kurbanı olarak elenmekten kurtulamadılar.
         Turnuvada İtalyanlar üst turlara Flavia Pennetta,Roberto Vinci,Sara Errani gibi tenisçilerinin yükselmesi ile sadece toprak sezonunda değil sert korttada iddialı olduklarını kanıtladılar.
     Amerika Açıkta en çok konuşulan konulardan biri de bayanlarda çeyrek finale yükselen isimlerin çoğunun 30 yaşın üstünde olmasıydı. Yeni nesil oyuncular maalesef eski jenerasyonların teknik kalitesini yakalamakta zorlanıyorlar. Tenis günümüzde artık teknik ve taktik oyundan çok hızlı servis ve sert vuruşlara döndü bu da bazı oyunculara birkaç turnuvada başarı getirse de uzun vadede başarı getirmiyor. Güç tenisinin öncü bayan oyuncusu Serena Williams,Victoria Azarenka ve Maria Sharapova bu dengeyi dünya tenisinde en iyi tutturan bayan oyuncular. Yarı finalde oynanacak Serena Williams-Li Na maçı mücadelesi yüksek ve kaliteli geçmesi beklenen bir maç ama Serena'nın kendi evindeki bu turnuvada açık ara favori olduğu göz önünde tutulursa maçın galibi Serena olur. Victoria Azarenka-Flavia Pennetta yarı finali de iki tenisçi için zor geçecek.Pennetta son iki senedir çeyrek finale yükseldiği bu turnuvada ilk kez yarı final oynamanın verdiği heyecanı kaldırabilir ise son üç turdur zor maçlar geçiren Azarenka'yı 3 set sonunda geçmeyi başarabilir. Turnuvanın finali Williams-Azarenka olur ve şampiyon da Williams olur.
       Amerika Açık'ta erkekler kanadında bayanlarda yaşanan sürprizler pek görülmedi. Turnuvada merak edilen konulardan biri son dönemde düşüşte olan ve 7 numaraya gerileyen Roger Federer'in performansıydı. Federer ilk turlarda iyi bir performans göstermesine rağmen nazaran diğer rakiplerine oranla daha kolay bir rakip olan Tommy Robredo karşısında kendi hatalarının kurbanı oldu ve uzun yıllar sonra ilk kez bir sezonu hiçbir grand slam kazanamadan kapattı. Turnuva öncesi sert kortta 2 tane turnuva kazanarak gelen ve final favorisi olan Rafael Nadal ise bu yükselişini her tur arttırarak kayıpsız yarı finale geldi. Belki de büyük sürprizlerden biri David Ferrer'in daha önce defalarca yendiği Richard Gasquet'e 5 set sonunda mağlup olarak turnuvaya çeyrek finalde veda etmesi oldu. Djokovic ve Murrray de kayıpsız yollarına devam etti. Murray-Wawrinka çeyrek final maçı büyük bir rekabete sahne olacaktır. Yarı finalde Nadal-Gasquet maçının yanına Djokovic-Wavrinka maçının geleceğini düşünüyorum. Finalde ise Nadal-Djokovic mücadelesi olur ve Nadal 4 set sonunda şampiyonluğu kazanır. Hafta sonu oynanacak finallerin ardından pazartesi günü dünya sıralamasında meydana gelecek değişiklikler merak konusu.
        Amerika Açık sonrası yeni sıralamanın ve Türk tenisinin geleceği hakkındaki yazılarımızla birlikte olacağız.

Martin Kanev