İtalyan teknik adam Roberto
Mancini, 29 Eylül tarihinde Galatasaray’ın başına geldiğinde konumu her ne
olursa olsu son 2 yılın süper lig Şampiyonu takımı devir almıştı. Galatasaray
yönetimi Fetih Terim ile sözleşmesini fes ettikten sonra o an itibari ile bence
de en iyi seçimi yapmıştı. Bu tercihin tutup tutmayacağını da zaman
gösterecekti. İtalyan hoca göreve geldiği ilk günlerde takımın kondisyonundan
dert yandı önce. Daha sonra da takım savunmasından şikayet etti.Bunları
düzeltmeleri için zamana ve çalışmaya ihtiyaçlarının olduklarını söyledi.
Günler geçtikçe Galatasaray daha az gol yemeye başladı ve Mancini’nin
kafasındaki planı oturtmaya başladığına dair ön görülerimiz yerine oturmaya
başlamıştı. Şampiyonlar liginde son Juventus maçı ile son 16ya kalan
Galatasaray taraftarının Mancini üzerindeki beklentileri ligde durum çokta
iyiye gitmese de karşılar duruma gelmişti. Galatasaray gerçekten çok zor
gruptan tur vizesini almıştı. Ara transfer döneminde yapılan geleceğe dönük
transferlerde taraftarda uzun vadede yararlı işe yarayabileceği konuşuluyordu.
Galatasaray’da 2. Yarıda azalan puan farkı ile birlikte ve alınan iç saha
galibiyetleri taraftarı artık şampiyonluk havasına da iyiden iyiye sokmaya
başladı. Takımın deplasmanda kazanamaması , haftalar geçtikçe futbolculardan ki
özellikle Selçuk İnan’dan yeterli verimin alınamaması ve takımın deplasman
maçlarında son derece garipsenecek şekilde iştahsız oynaması taraftarın da
şampiyonluk umutlarının azalmasına sebep oldu. Ardından Arena’da oynanan
Chelsea maçında özellikle ikinci yarı oynanan futbol ‘tur neden gelmesin’
sorularını soran taraftar sayısı da hiç de azımsanmayacak sayıdaydı. Sonunda
Galatasaray , İngiltere’de amaçsız bir
futbol ile ve sahada mücadele bile etmeye gerek duymayarak elendi.
Ligde Kayserispor’a karşı beklide en kolay geçmesi beklenen iç saha
maçında Galatasaray maça istekli başladı. Pozisyonlar buldu. Ligin ilk
haftalarından beri süre gelen özellikle iç saha maçlarında çok gol kaçırma
alışkanlıkları Kayserispor maçında da devam etti. 2. Yarıda Melo’yu stoperlerin
arasına çekerek 3-5-2 ye döndü Mancini.Bu sistem hucum anlamında Galatasaray’ın
ilacı olan golü bulmasına yardım etmedi. Bu sistemi biraz eleştirmek gerek
tabi. Eğer kanat oyuncusu kullanmadan oynuyorsanız topu ileriye taşıyacak
oyunculara ihtiyacınız olacaktır ve maalesef Galatasaray’da bunu yapabilecek
tek oyuncu Melo. Onu da stoper gibi oynatarak tamamen topu ileriye taşımakta
zorlanmaya başladı Galatasaray. Sonuçta sağ kanattan Hajrovic’in bireysel
katkısı ile ataklar geliştirdi Galatasaray. Fakat Hajrovic, ilginç olarak
yaptığı olumlu işleri aşırı derecede
bencillikle kendi kullanmayı tercih etti. Ve sonuç olarak iyiden iyiye
gol atmayı konuşlanan Galatasaray kendi kalesinde golü gördü ve tüm Galatasaray
taraftarları tarafınca gol alkışlandı. Maç sonu Mancini takımı kendinin
kurmadığını dile getirdi. Bu takımın son
2 yılın Şampiyonu olduğunu hatırlatmak gerekiyor tabi ki. Üstelik devre
arasında takımın defans hattına katılan Burdisso kupa maçları hariç sadece bir
lig maçında kullanıldığını düşünüldüğünde bu yorumun yersiz olduğu anlaşıldı.
Aldırdığı oyuncuları oynatmayan hocanın takımı kendisinin kurmadığını bahane
etmesi açıkcası taraftaları düşünmeye teşvik etmesi gayet normal.Nihayetinde Mancini ve Aysal o geceyi taraftarın istifa çağrısını duyarak geçirdiler. Sonuç olarak
ortada artık 2.lik ve Türkiye Kupası için mücadele edecek bir Galatasaray var. Ayrıca
olası bir Fenerbahçe yenilgisinin Mancini’nin Türkiye macerasının bitmesine
sebep olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder