5 Eylül 2013 Perşembe

12 Dev Adam

                                     
                             
Senelerdir dışarda oynadığımız turnuvalarda beklenen başarıları sağlayamıyoruz.Avrupalı yazarlar, yorumcular da bu turnuvada yine Türkiye'nin çok potansiyelli bir takım olduğunu ancak Türkiye dışındaki turnuvalarda başarı sağlayamadığını söylüyor.Doğru da söylüyorlar bunu artık hepimiz biliyoruz.2001 de evimizdeki Avrupa 2.liği ve 2010 yılındaki Dünya Şampiyonası 2.liğimiz dışında en iyi jenerasyonumuzla bırakalım parlak bir başarıyı, kafaya oynayan takım dahi olamadık.
Bunun sebepleri yıllardır Tanjevic'in oynattığı basketbol felsefesi diyebiliriz,milli takımda oynayan oyuncuların ruhsuzluğundan bahsedebiliriz ama en çok devamlılığı olan bir takım olamadığımızı söyleyebilirim.Kırılgan bir takımız ve önceki turnuvalarda da gördük ki maç kazandıkça kazanmaya devam eden ancak kaybettiğimizde o maçı bir sonraki maça taşıyan bir takımız.Evimizde oynadığımızda arkamızdaki muhteşem taraftar desteğiyle bazı sorunları aşıyorduk.
Her zaman savunmamızla varolan bir takım olduk. İspanya'yı yendiğimiz dönemde de savunmayla yendiğimizi savunma yapamadan hücum yapamadığımızı, hücumlarımızın savunmadan doğduğunu söylüyorduk bugüne kadar...Ancak Slovenya'daki ilk maçımızda rezalet bir hücum performansıyla oynadık.Yediğimiz sayı  61.Bu rakam Finlandiya'dan yiyebileceğimiz bir sayı ancak hücum anlamındaki berbatlığımızı kelimelere dökmek bir hayli zor...Bence Emir'in de artık kendini sorgulaması gerekiyor.2011 'deki turnuvada neler yaptı bugünlerde neler yapıyor ve yapacak.Hidayet'in artık ilk 5 oyuncusu olmadığını düşünüyorum ancak Hidayet'in hala ilk 5 başlaması hem Emir'in hala beklenen performansı ortaya koyamaması hem de Tanjevic'in ondan vazgeçmeyişi.Dakikalarını Tanjevic'in iyi ayarlayıp takım içindeki rolünü Hidayet'e iyi anlatması gerekiyor.Kabul ediyorum Hidayet büyük oyuncu,belki de gelmiş geçmiş en kariyerli basketbolcumuz ancak kendisinin de artık bazı şeylerin farkına varması gerektiğini düşünüyorum.Böyle olursa eğer hem takıma ağabeylik etmiş olur ve takım kimyamızı oturtmaya biraz daha yaklaşırız.Takım planlamasında da kadro olarak yanlışlıklar yapıldığını da söyleyebilirim. Doğuş yerine P&R iyi oynayan bir Barış ve Kenan tercih edilmesi gerekirdi.Neden mi ? Çünkü kadromuzda zaten o tarz savunma yapan Sinan var ve bu tercih yapılırken Ömer Onan da kadrodaydı.Ömer'in sakatlanması üzerine savunması iyi olan Birkan dahil edildi.Planlamadaki yanlışları burdan da görebiliriz.Bu kadar oyun kurucu eksikliğimiz varken Barış'ın turnuvada olmaması büyük yanlış.Tarihimizdeki en kötü 1 ve 2 numara rotasyonuyla katıldık bu turnuvaya. Salt oyun kurucu olarak Ender oyuna girdiğinde sahada daha iyi işler yaptığımızı görmeyen yoktur.Oyun görüşü iyi ve topu iyi yönlendiren oyuncu sayımız kısıtlı bu yüzden de Emir'in hangi pozisyonda oynarsa oynasın katkı vermesi gerekiyor.
Sadece ilk maç olarak Slovenya maçına baktığımızda ise takımın pozisyon yaratma sıkıntısından bahsedebiliriz.Bunun en büyük sebebi oyun kurucu eksikliğimiz.Sinan gerekli pozisyonları kendi hazırlayamadığı gibi Hidayet te çok verimsiz oynadı, maça kötü başladı ve devamını getirdi. Ersan'ın 4 numarada Kotti'ye olan üstünlüğünü kullanamadık. P&R oynayamadık ve böylece Ömer'in de içerden etkinliği minimuma indi.İç-dış dengesini sağlayamadığımız gibi üretkenlik de minimumdaydı. Salondaki Fin taraftarların fazla oluşuyla beraber rüzgarı arkasına alan Finlandiya 4.çeyreğin ortalarına kadar maçı böyle getirdi.Basketbolcularımız maçın gittiğini anlamış olacak ki Kerem Gönlüm'ün takımı yüreklendirmesiyle takım bir anda üst üste sayılar bulmaya başladı zayıf Fin takımına karşı.Rüzgar bir anda arkamızdan esmeye başladı ki ancak o anda da 5-0 lık Finlandiya serisi geldi ve mola aldık. Ersan'ın ekstra çabasıyla  ve Emir'in tartışmalı pozisyonuyla kaptığımız topları baskete çevirince fark bir anda 3'e indi maçın sonunda.Artık burada kendini göstermesi büyük oyuncu olduğunu tekrar bizlere hatırlatması için Hidayet'in devreye girmesi gerekiyordu.Ancak Hidayet maçın içinde olduğu gibi yaptığı hatalı tercihler sebebiyle maçı kaybettik.Tabi bu yenilgiyi sadece Hidayet'e bağlamış gibi olmayalım.Takım halinde bu kadar kötü yüzdeyle oynayınca değil Finlandiya turnuvada olmayan Lüksemburg'a karşı bile kazanamazsınız.
Artık önümüzdeki maçlar için oyuncuların milli takım ruhunu,tecrübelerini ve akıllarını sahaya koymaları gerekiyor çünkü önümüzde çok kritik İtalya maçı var.Finlandiya maçı umarım bize iyi bir ders olmuştur ve hatalarımızdan ders çıkarıp önümüzdeki maçlara bakarız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder