16 Eylül 2015 Çarşamba

AK SARAY'DAN SONRA HAMZA SARAY



         Futbolseverlerin merakla beklediği Şampiyonlar Ligi'ne dün akşam ki maçlar ile bol gollü bir başlangıç yapıldı. Şampiyonlar Ligi ile özdeşleşen maç önü müziği sonrası büyük beklentiler içindeki taraftarların bir kısmı beklediklerini alsalar da bu ligin yerlileri misafirlere pek şans tanımadı...

          Ülkemiz adına bakınca, yine tek takımla katıldığımız hatta gelecek yıllar için ise Şampiyon takımımızın bile ön eleme oynama riskinin cepte olduğu bir lig bizi bekliyordu. "Şeker gibi kura" yorumlarına rağmen beklentilerin epeyce düşük olması, Galatasaray'ı zor bir sezonun beklediğinin habercisiydi. Bu ligin gediklisi olan ve iki yıl önce çeyrek finalde Real Madrid'e kök söktüren takım artık kendi liginde bile zor günler geçiriyordu. Erdoğan'ın Ak Saray'ın dan bile daha çok konuşulur hale gelmişti Hamza Hoca'nın Galatasaray'ı. Ak Saray gibi büyük yatırımlar da yapılmamıştı oysa ki... Şampiyon takımın çok  da büyük ilavelere ihtiyacı yoktu zaten ama pansuman bekleyen yaralar gözler önündeydi. Hamza Hoca'nın kulübün içinde bulunduğu maddi sıkıntılardan ötürü transferde hoyratça davranma seçeneği yoktu O'da Akhisar günlerinden kalma bir strateji ile uygun maliyetli oyunculara yönelmek zorunda kaldı. Sezon başı talep ettiği bonservisi elinde olan oyuncuları kadroya katamayan yönetim, transferde son günlere hatta son saniyelere takıldı. Hafızalara kazınacak transfer hareketleri ile hatırlanacak bir transfer sezonu geride kalıyordu Galatasaray için...



          Galatasaray maç günü kimsenin beklemediği ve çok konuşulacak bir hamle ile Atletico Madrid karşısına çıkıyordu. Hamza Hoca takımda alternatifi olmayan Melo'nun transferin son günü gidişinin ardından "Hakan Balta'yı bile bu bölgede kullanabiliriz" söyleminin provasını bu maçta yapma niyetindeydi. 32 yaşındaki oyuncunun tecrübesinden faydalanmayı bekliyordu fakat işler umduğu gibi gitmedi. Belkide performansı ile kariyerinin en çok konuşulan, en parlak dönemini geçiren oyuncunun mevkisini kaydırma fikri ile savunmadaki doğru giden işleri de bozmuş oldu. Sezon başı gelecek vaad ettiği söylenerek transfer edilen ve iyi maçlar çıkardığını söyleyebileceğimiz Jose Rodriguez'i bir stopere tercih ediyordu. Bozulan savunma düzeni için ise Jason Denayer'e sarılıyordu. Emre Çolak'ı uzun süre sonra ilk 11'de sahaya sürüyor fakat kötü performansı sonrası sadece 30 dakika dayanabiliyordu. Emre Çolak'ın ıslıklanmasına aldırış etmeden Mersin maçında 90+'da oyuna sürdüğü Umut Bulut'dan medet umuyordu. Okurken bile karışık gelen bu tablo oyuncu psikolojilerini olumsuz yönde etkilemeye ve Hamza Hoca 'ya olan güveni zedelemeye devam ediyor.



            Geçen yıl Hamza Hoca'nın göreve geldiğinde takımdan gönderilmesi gündemde olan Yasin Öztekin'in bile maç sonrası Hamza Hoca'nın kendisini 11'de başlatmaması hakkında konuşması bir şeylerin yanlış gittiğinin net bir göstergesi olsa gerek...



             Atletico Madrid'in dün galibiyete uzanırken çok da zorlanmadığını görünce bu yıl Galatasaray'ın anasının ligine dönmesi çok uzun sürmeyecek gibi...

1 yorum: