23 Ağustos 2015 Pazar

TENİSTE 2015 SEZON ÖZETİ


Tenis takviminin son çeyreğine girdiğimiz bu günlerde bu haftadan itibaren her Pazar tenis dünyası ile ilgili gelişmeleri ve görüşlerimi inşallah burada paylaşacağım. Bu ilk yazıda ise ATP ve WTA tur takviminde şu ana kadar oynanan major turnuvalara kısa bir göz atacağız.


Takvimin ilk slami Avustralya Açık Tenis Turnuvasını tek erkeklerde dünya 1 numarası Novak Djokovic kazanmıştı. Aslında çok da iyi oynamadığı turnuvayı fiziksel ve mental olarak yarattığı fark sayesinde kazandı Novak. Yarı finalde Wawrinka karşısındaki 6-0’ lık final seti ve finalde Murray’e karşı yine 6-0 lık 4. set buna iki güzel örnek gibi duruyor. Tek kadınlarda ise kupayı, sezona bir yıl içerisindeki tüm grand slamleri kazanarak takvim slam yapma hedefiyle başlayan dünya 1 numarası Serena Williams finalde Maria Sharapova’yı alt ederek kaldırmıştı. Kadınlarda şubat ayının ortasında Dubai’de düzenlenen Premier 5 seviyesindeki turnuvada, finalde bu sene büyük bir çıkış yakalayan Çek tenisçi Karolina Pliskova’yı yakın geçen iki set sonunda mağlup eden Rumen tenisçi Simona Halep, hemen ardından mart başında düzenlenen, birçok kişiye göre 5. Slam olarak görülen, bir Premier Mandatory turnuvası olan İndian Wells’te Jelena Jankovic’i inanılmaz bir mücadelenin ardından geçerek arka arkaya iki önemli zafer kazanıyordu. İndian Wells’in Masters 1000 seviyesi olarak bilinen erkekler ayağında ise teklerde şampiyonluk, Federer’i 3 set sonunda mağlup eden Djokovic’in olmuştu. İndian Wells’ten hemen sonra ara vermeden düzenlenen ve İndian Wells’le aynı seviyede olan, Miami deki turnuvada ise finalde Andy Murray’i final setinde bagelle geçen Novak Djokovic üst üste 2 sene İndian Wells-Miami dublesi gerçekleştirmişti. Kadınlarda ise Serena Williams mutlu sona ulaşmıştı.
Avrupa'daki toprak kort sezonuna geldiğimizde ise ilgi yoğunluğu tek bir tenisçinin üstündeydi. Geçen sezonun son çeyreğini apandisit rahatsızlığı yüzünden turnuvalar kaçırarak ve maçlar kaybederek formsuz bitiren Rafael Nadal, bu yılın ilk çeyreğinde de ritmini yakalayamamış gibi görünüyordu. Ama ne olursa olsun, 2005’ten beri her yıl dominant bir performans sergilediği avrupa (ve dünya) topraklarında bu yıl da spot ışıkları bu zeminin gelmiş geçmiş en büyük oyuncusu olarak gösterilen adamın üzerindeydi. Masters 1000 seviyesindeki Monte Carlo’da Novak Djokovic yarı finalde bu turnuvayı 8 kez (hepsi üst üste) kazanan Nadal’ı, finalde de Tomas Berdych’i geçerek bu seneki kusursuz performasına devam etmişti. Djokovic’in katılmadığı, mayıs başında düzenlenen Madrid Masters’ta ise turnuva boyunca iyi oynayan Andy Murray, finalde bolca basit hata yapan Rafa’yı sağlam servis performansı yardımıyla geçerek kariyerinin ilk toprak Masters turnuvasını kazanmış, turnuvanın kadınlar kategorisinde ise Petra Kvitova yarı finalde Serena Williams ve finalde eski dünya 2 numarası Svetlana Kuznetsova’yı mağlup ederek şampiyon olmuştu. Madrid’in akabinde düzenlenen Roma’da erkeklerde zirveye finalde Federer’i mağlup eden Djokovic, kadınlarda ise finalde Carla Suarez Navarroyu alt eden Sharapova çıkmıştı.


Roma'dan sonra gözler yılın 2. grand slami Fransa Açık'a çevrildi. Erkeklerde genel sezon ve toprak performansına bakıldığında Novak Djokovic hiç olmadığı kadar favori gösteriliyordu. Novak 2011'deki çılgın sezondan sonra ilk kez bu kadar dominant gelmişti Roland Garros'a. Ama her ne kadar formda olmasa da bu turnuvayı 9 kez kazanmış ( yazması çok kolaymış) son şampiyon Nadal'ı ve bu sene Djokovic'ten sonraki en iyi tenisçi olan, bu sporun gördüğü belki de en özel oyuncu Roger Federer'i de denkleme katanlar vardı. Ancak turnuvanın sonunda kupayı kimsenin tahmin etmediği bir adam kaldırdı. Çeyrek finalde daha önce Roland Garros'da 6 kez oynadığı ve hiç mağlup edemediği, turnuva tarihinin yenilmesi en zor oyuncusu olan Nadal'ı set vermeden mağlup eden Novak Djokovic birçok kişiye göre şampiyon olmuştu bile. Ancak finalde Novak'ı yenen bu adam Stanislas Wawrinka'ydı. "Stan the man" finale kadar olağanüstü oynadığı turnuvada finalde belki de kariyerinin en iyi maçını çıkartarak zirve yaptı. Turnuvada dünya 1 ve 2 numaraları Novak Djokovic ve Roger Federer'i mağlup eden Stan, 2014 Avustralya Açık şampiyonluğunun tesadüf omadığını herkese göstermiş oldu ( O turnuvada da o dönemin 1 ve 2 numaraları Nadal ve Djokovic'i geçmişti). Bayanlarda ise Serena Williams kariyerinin en zor şampiyonluklarından birini kazandı. Final dahil oynadığı 7 maçın 5'i karar setinde sonuçlanırken bu karar setlerindeki sağlam duruşu ona Fransa Açıktaki 3. şampiyonluğu getirdi.  


Fransa Açıktan 3 hafta sonra düzenlenen sezonun 3. Grand Slam' i çim korttaki Wimbledon'dı. Kariyeri boyunca özellikle hızlı kortları domine eden, Wimbledon’ı 7 kez kazanmış (bunu yazması da kolaymış) , tenisin yaşayan efsanesi Roger Federer takvimin en hızlı kortlarından birinde ,kariyerinin en iyi sonuçlarını aldığı yerde ve iyi oynadığı sezonda doğal olarak ön plana çıkartılıyordu. Tabii ki son şampiyon Djokovic de  Federer’le beraber kupa için adı en çok zikredilen oyuncuydu. Nitekim bu iki adam finalde birbirlerine rakip oldular. Novak finale gelene kadar biraz zorlanırken, Roger muhteşem bir tenis oynamıştı. Finalde ise geçen seneki gibi süper bir maç izledik. Tie break’lerle paylaşılan yoğun iki setin ardından Djoker’in fiziksel ve mental kalitesi onu yine bir adım öne çıkarttı ve dünya 1 numarası üst üste 2, toplamda 3. (2 finalde Federer’i ,1 finalde Nadal’ı yendi. Hiç fena değil Novak) Wimbledon kupasını kucakladı. Bayanlarda 1. lik kürsüsüne en büyük favori olarak gösterilen Serena Williams çıktı. 3. turda Heather Watson ve çeyrekte Azarenka karşısında çok zorlanan Serena, bu seneki 3. slami de kazanarak 1988 Steffi Graf'tan beri yapılamayan takvim slam umutlarını diri tuttu.













Amerika açık serisi Masters turnuvalarının ilki olan Rogers Cup geçen hafta sonlandı. Turnuvaya dünya 2 numaraları Federer(dinlenmek) ve Sharapova(sakatlık) katılmadı. Erkeklerde, sakatlığı sebebiyle Wimbledon'a da katılmayan David Ferrer bir diğer önemli eksikti. Hafta boyunca çok agresif bir oyun oynayan Murray, bu oyunu finalde Djokovic karşısında da sürdürdü. Üstüne bir de kritik puanları kazanan taraf kendisi olunca şampiyonluk da gelmiş oldu. Kadınlarda ise 18 yaşındaki Belinda Bencic ilk 10'dan 4 tenisçiyi (Serena, Halep, Wozniacki ve Ivanovic) yendiği turnuvada, kariyerinin başında müthiş bir şampiyonluk yaşadı. İkinci ve son Amerika açık serisi Masters'ı olan Cincinnati ise bu hafta yapılıyor. Erkeklerde dünya 4,7 ve 10 numaraları Nishikori, Ferrer ve Raonic'in katılmadığı turnuvada Federer Wimbledon 'dan sonra ilk kez korttaydı. Turnuva boyunca çok özel bir oyun oynayan Federer, özellikle return'de erken aldığı ikinci servisleri ile çok konuşuldu. Rahat bir şekilde finale gelen İsviçreli, finalde bu hafta çok zorlanan Djokovic'le karşılaşacak. Bakalım ikilinin bu sezonki 5. karşılaşması nasıl sonuçlanacak. Kadınlarda finalin adı Serena Williams- Simona Halep olarak belirlendi. Geçen haftaki Rogers Cup'a göre daha iyi maçlar çıkartan  Serena, finale gelerek dünya 2 numarası ünvanını Sharapova'dan alan Simona Halep karşısında favori gibi görünse de, Halep'in  hiçbir zaman mücadeleyi bırakmayan yapısı işleri değiştirebilir. Erkeklerde ve kadınlardaki bu heyecanlı geçmeye aday finalleri merakla bekliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder