3 Temmuz 2011 ‘ de
Fenerbahçe Spor Klubünün üzerine bir
kabus gibi çöken sözde şike suçlaması Ülke hatta Dünya gündemini derinden
sarsan gözaltı ve tutuklamaların ardından Sarı Lacivertli camianın inanılmaz
bir şekilde birbirine kenetlenmesi , o
takdire şayan dik duruşundan bir saniye bile olsun ödün vermemesi klüp tarihinin unutulmazları arasına girmiştir.
Geçen süre zarfında , yapılan duruşmalarda birbiri ardına verilen
yanlış ve bir o kadarda saçma sapan ara
ve nihai kararlar , bu süreçte fırsatçı davranarak UEFA ‘ nın kapalı
kapılarının ardında lobi faaliyetlerine girişenler !!! , 2010
– 2011 Sezonu Spor Toto Süper Lig Şampiyonu olarak gruplara direk katılım
hakkına sahip olmasına rağmen Şampiyonlar Ligine alınmayan 2 + 1 Yıl Avrupa
Kupalarında ihraç edilen Fenerbahçe ‘ nin maddi ve manevi yönden uğratıldığı
zararlar ,bunların hepsinin nedenli kasıtlı yapıldığı gerçekler ile ne denli
bağdaşmadığı , öne sürülen tezlerin bir tanesinin bile doğru olmadığı er yada
geç bir gün ortaya çıkacaktı. Fenerbahçe camiası buna yürekten inanıyordu.
Gelinen noktada , Sarı Lacivertli Klubün haklılığı her gün
daha bir artan yüzde ile ortaya çıktı ve çıkmaya da devam ediyor. Yeniden
Yapılmakta olan Yargılamanın 18 Eylül 2015 tarihindeki duruşması sonucunda
verilmesi beklenen nihai karar ile birlikte bu süreçte fırsatçı davrananların ne durumlara düşeceğine hep birlikte tanık
olacağız .
Fenerbahçe Spor
Kulübü gücünü şanlı tarihinden ve o büyük taraftarından almaktadır. Herşeyin Kurtuluş Savaşı Yıllarında Dereağzı’ndan Anadolu’ya Silah ve Cephane Kaçırmakla başladığı
,Milli Mücadele Devrimine Sarı Lacivert Fenerleri ile ışık tutan o büyük
isyankar ruh camianin vazgeçilmez karakteriydi. İsyanın , Devrimin her anında Fenerbahçe vardı ve Sarı Lacivert unsurları
ile her zaman var olacaktı.
Endüstriyel Futbolun hakim olduğu bir ortamda tüm
gelirlerinden yoksun bırakılan
Fenerbahçe sahip olduğu o kudret ile karşı karşıya kaldığı zor
günlerinde üstesinden gelmeyi bilmiştir.
Son 4 sene içinde tüm bu yaşananlar daha doğrusu yaşatılanlardan sonra
klübün yeniden ekonomik anlamda büyümeye geçmesi , birbiri ardına hayata geçirilen
hepsi birer reform niteliğindeki
projeler ile Fenerbahçe , o sahip olduğu
ekonomik güce en kısa sürede yeniden ulaşacaktır.
Hedef 1 milyon Üye projesi ile başlayan ve son olarak da
gerek Ülker , gerekse Yandex ve diğer sponsporlar ile imzalanan yüksek
bütçeli anlaşmalar , sayısı bu sene 40 binlere göz kırpan kombine kart satışları
, Forma Satışları ,Fenerium ve Reklam gelirleri ile klüp ekonomik yönden zirve yapacaktır.
Tüm olumsuzluklara , önüne çıkarılan tüm engellere karşın ,
Devlete en fazla vergi ödeyen klüp olarak da Fenerbahçe apayrı bir kimlik
taşımaktadır.
Sahip olduğu değerler
, Mustafa Kemal Atatürk ve O ‘ nun sarsılmaz İlke ve Devrimlerinden asla
ödün vermeyen yönetim biçimi ve o büyük
taraftarı ile Fenerbahçe tartışmasız
Türkiye ‘ nin en büyük Sivil Toplum Kuruluşu ( STK ) ‘ dur.
Ben FENERBAHÇE ‘
liyim Demek Bir Ayrıcalıktır….
https://twitter.com/ozerunal
https://www.facebook.com/bozerunal
https://instagram.com/ozerunal/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder