3 Kasım 2013 Pazar

EUROLEAGUE HAFTAYA BAKIŞ



Euroleague’de 3. hafta gerçekten büyük sürprizlere sahne oldu. Temsilcilerimize geçmeden önce şöyle bir haftanın görünümüne bakacak olursak en büyük sürpriz Barcelona’nın Palau Blaugrana’da Nanterre’e kaybetmesi oldu. Siena da ilk defa Euroleague’de yer alan Stelmet Zielona Gora’ya deplasmanda mağlup oldu. Panathinakos ise Kızılyıldız deplasmanında zorda olsa uzatmalarda kazanmayı başardı. Haftanın sürpriz sayılabilecek karşılaşmaları bu şekildeydi. Temsilcilerimize gelecek olursak ilk olarak Galatasaray Liv Hospital ile başlayalım.

Unicaja Malaga - Galatasaray Liv Hospital

Galatasaray bildiğimiz üzere revire dönmüş durumda. Takımda tam 6 tane sakat oyuncu var ve bu sakatlar kadronun çok önemli bölümlerini dolduran oyuncular. Galatasaray Malaga karşısında bu oyuncuların eksikliğini fazlasıyla hissetti. İlk çeyrekte tutuk başlayan bir Galatasaray izledik. Ancak geçen haftada söylediğim gibi şutlar girdiği sürece Galatasaray’ı durdurabilecek takım çok fazla yok. Keza dediğim şey 2. çeyrekte gerçekleşti ve Galatasaray 2. periyotta Malaga’yı yakalayıp öne geçmeyide başardı. Burada ayrı bir parantez açılması gereken bir isim var. “Pops Mensah Bonsu” Onu izlemesi gerçekten büyük keyif ve Avrupa’da Bonsu’yu oynatabilen yegane hoca Ergin Ataman. Bonsu Beşiktaş’tan ayrıldığından beri neredeyse basketbolu unutmuştu. Ancak Ergin Ataman’ın yanına dönünce sanki 40 yıllık Galatasaray’lı gibi oynamaya başladı. Gerçekten işini iyi yapan profesyonellerden. Tebrik etmek gerekiyor. Maça tekrar dönersek Galatasaray 2. çeyrekte Bonsu’nun müthiş oyunuyla öne geçmeyi başardı. Ancak 2. yarı işte o sakatlıkların etkisi ortaya çıkmaya başladı. Jamont Gordon’ın tek başına takımı sürüklemeye çalışması yeterli olmadı. Carlos Arroyo’nun da oyuna katılamaması ile Galatasaray İspanya deplasmanından hiçte ummadığı farklı bir mağlubiyetle dönmüş oldu. Galatasaray’da Jamont Gordon 12 sayı 10 asist 7 ribaund ile takımını ayakta tutmaya çalışsada başarılı olamadı. Unicaja Malaga’da geçen haftanın MVP si Nik Caner-Medley 16 sayı 6 ribaund ile maçı tamamlarken ona Earl Calloway 13 sayı, Fran Vazquez ve Zoran Dragicte 10 ar sayı ile destek verdiler. Galatasaray önümüzdeki hafta Stelmet Zielona Gora deplasmanına gidecek. Bu kadar sakat varken onlar için iyi bir fikstür gerçekten. Kağıt üstünde kolay gibi dursada Galatasaray işi biraz sıkı tutarsa rahatlıkla kazanacaktır.

Fenerbahçe Ülker – Cska Moscow

Fenerbahçe’yi tutana artık aşk olsun diyebiliriz. Fenerbahçe Cska önünde öyle bir oyun oynadı ki o sıra Fenerbahçe’nin önüne Kobe’li Lakers’ı falan koysak kafa tutacaklardı. Obradovic gerçekten çok büyük koç. Hakkında paragraflarca yazılar yazılabilir. Gerçekten gözle görülen inanılmaz bir değişim var Fenerbahçe’de. Maça olağanüstü bir baskı ve şut istatistiğiyle başladılar zaten. Kenan ve McCalebb’in Teodosic üzerinde yaptığı baskıyı anlatmaya gerek yok. Teodosic zaten baskıda tamamen çöken bir oyuncu olduğu için ve bunuda çok iyi bilen bir “Obradovic” olduğu için onun üzerinde iki guardı ile maç sonuna kadar baskı yaptı. Sonucunuda Teodosic’in maçı 0 sayı ile bitirmesiyle almış oldu. 30 dakika sahada kalıp 5 de 0 şut atıp 0 sayı ile maçı tamamlayınca zaten takımınıza en büyük zararı kendiniz vermiş oluyorsunuz. Maç içerisinde bir pozisyonda Bo McCalebb bir top kaybı yaptı ve tüm sahayı koşarak rakibi takip etti ve ardından kaptırdığı topu geri almayı başardı. Yani geçen seneki McCalebb ile bu seneki McCalebb arasında inanılmaz bir fark var Obradovic sayesinde. Fenerbahçe harikulade oyunu sayesinde Cska Moskova’yı 26 sayı gibi ezici bir farkla mağlup etti ve rakiplerine çok ciddi gözdağı vermeye başladı. Şimdi yapılması gereken tek şey var. Oda çok dikkatli olmak. Final Four için şu anda en büyük aday Fenerbahçe Ülker. Oyuncuların rehavete kapılmaması en önemli şey. Ancak ben Obradovic varken böyle bir şey olacağınıda pek zannetmiyorum. Bana göre Fenerbahçe Ülker bu sene %90 Final Four oynacaktır.

Brose Baskets Bamberg – Anadolu Efes

Gelelim son temsilcimiz Anadolu Efes’e. Bir yandan şanslı bir o kadarda şanssız Efes desek yanlış olmaz. Efes geçiş sezonunda Euroleague’in belkide en kolay grubuna düştü diyebiliriz. Tabi Real Madrid’i ayrı tutuyoruz orda. İlk 2 haftada rahat galibiyetler almışlardı. 3. haftada da kolay sayılabilecek Brose deplasmanına gittiler. Maça çok iyi bir başlangıç yaptılar hatta. İlk yarıyıda Scotty Hopson’ın etkili oyunuyla 44-51 önde kapamayı başardılar. 3. çeyrekte farkı bir ara çift hanelere kadar çıkarmalarına rağmen klasik Efes hatalarıyla son çeyreğe 70-68 geride girdiler. Maçın son çeyreği gerçektende izlemeye değerdi. İki takımda inanılmaz oynadı. Efes’te Jamon Gordon her şeyini ortaya koydu. Üstüne birde son saniye basketi attı ve herşey bitti derken Bambergde sahneye Casey Jacobsen çıktı ve inanılmaz bir üçlük atarak maçı Brose Baskets’e getirdi. Efes’in bu deplasmana çok büyük umutlarla geldiğini zannetmiyorum. Ancak maçı buraya kadar getiripte kaybedince bir çöküş yaşadıkları kesin. Anadolu Efes haftaya sahasında Zalgiris Kaunas’ı konuk edecek. Kazanıp Bamberg mağlubiyetini telafi etmek isteyeceklerdir. Fakat işleri pekte kolay olmayacak.

Haftanın Oyuncusu
Bryant Dunston – Olympiakos
19 sayı, 8 ribaund, 3 blok

Haftanın Beşi
Bryant Dunston (Olympiakos), Andres Nocioni (Laboral Kutxa), Darjus Lavrinovic (Budivelnik Kiev), Joe Ingles (Maccabi Electra Tel Aviv), Nikola Mirotic (Real Madrid)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder