14 Eylül 2014 Pazar

Arsenal - Manchester City maç analizi

Arsenal – Manchester City maç analizi
 Arsenal’in geçen seneki en büyük sıkıntısı büyük maçlarda varlık gösteremeyip bir de üstüne hezimete uğramalarıydı. Geçen sene Chelsea ve City’den 6, Liverpool’dan 5 gol yemişti Arsenal. Bunun sebebi geçen sezon golü erken yiyerek erken çözülme olarak dile getiriliyordu.  Wenger geçen sezondan dersini iyi çalışarak bir kadro çıkarmış. Geri dörtlü klasik. Savunmanın önüne Flamini eldeki en iyi alternatif  olarak konulmuştu. Orta ikili Wilshere – Ramsey, solda Mesut sağda Alexis. En uçta ise haftaiçi milli takım maçında 2 gol atarak formda olduğunu gösteren Welbeck vardı.  
 Maça fırtına gibi başladı takım. Sahanın her yerinde basan, boşlukları çok iyi kapatan ve topu olumlu kullanan bir Arsenal vardı ilk 20 dakika. Kendi alıştığımız futbolunu oynadı Arsenal. Pozisyon da buldu. Welbeck ilk maçında gole çok yaklaştı. Sİlva’nın hatalı geri pasında Hart’la karşı karşıya kaldı, teknik bir vuruşla topun dibine girdi. Hart çaresiz kaldı ancak direği geçemedi.
 20. dakikadan sonra işler değişti. City uyandı mı desek ya da Arsenal onlara o istedikleri alanları mı bıraktı desek bilemiyorum ancak oyuna dahil oldu City. Eksikleri fazlaydı City’nin, özellikle Yaya Toure’nin eksiğini fazlasıyla hissettiler. 28. Dakikada herkesin taca çıkmasını beklediği topu oyunda tutan Navas topu taşıyıp Aguero’ya golü attırdı 0-1. Bu golün ardından devreye kadar rölantide gitti maç. İlk yarı Arsenal’in sıkıntısı ileride top tutamamak gibi gözüküyordu. Welbeck’in takıma uyum sağlamak için henüz zaman ihtiyacı olduğu açık.
 İkinci yarının başlamasıyla Arsenal o maçın başındaki baskıya geri döndü. Aslında izleyenler bunun City’nin taktiği olduğunu düşünüyordu. Geçen sezonun en bilindik hamlesiydi bu onlar adına, ilk golü bulup sonra kontra toptan farkı 2’ye çıkarmak. Samir Nasri’nin girişiyle tribünler de ateşlendi.  Ve Arsenal kurduğu baskının sonucunu aldı. Klasik kazanılan toptan sonra hızlıca Arsenal ver-kaçlarıyla yaklaşıldı ceza sahasına ve Wilshere klasını gösterdi pozisyonda. Ters ayağına alarak önce Clichy’i geçti ve yine ters ayağıyla harika bitirdi pozisyonu 1-1. Golden sonra Wenger yüzündeki gurur görülmeye değerdi. Bir baba oğluyla gurur duyar ya, aynı öyle bir ifade vardı Wenger’İn yüzünde.  Baskı golden sonra da durmadı Arsenal yüklenmeye devam etti. Ve sonunda Alexis harika bir vuruşla öne geçirdi Arsenal’i 2-1.
 Her şey çok güzel gidiyordu Arsenal adına. Ta ki Debuchy sakatlanana kadar. Şanssız sakatlıktan sonra takım dağıldı adeta. Kornerden golü buldu City. 11 kişi ceza sahasında olmasına rağmen Demichelis bomboş vurdu kafayı 2-2. Pozisyonlar bu golden sonra da devam etti. En az 2-3 tane daha net gol fırsatı geçmişti City’nin eline ancak değerlendiremediler. Böylece Emirates’te puanlar paylaşıldı.

 Maç adına yapılabilecek olumlu yorumların başında kesinlikle takımın bölüm bölüm de olsa form tutmaya başlaması geliyor. Zaman zaman arttırılan tempo ve yapılan baskı büyük ihtimal tüm sezonun oyun planı olacak. Eleştirilebilecek bireysel performans, ne kadar sistem yüzünden olsa da, Mesut Özil. İnsanlar ondan daha efektif oynayıp oyun içinde aktif olmasını bekliyorlar. O da kendine göre haklı olarak sol kanatta oynamaya alışmaya çalışıyor. Dünya kupasından sonra tekrar formunu bulabilmesi ne kadar sürecek göreceğiz. Welbeck de takıma alışınca çok önemli işlere imza atacağına inanıyorum ben. Her şeye rağmen 4. Haftanın sonunda 1 Galibiyet 3 beraberlik çok da iç açıcı bir tablo değil Arsenal adına. Ama takımın ilerleme kat ettiğini söyleyebiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder