Arsenal – Manchester City maç analizi
Arsenal’in geçen
seneki en büyük sıkıntısı büyük maçlarda varlık gösteremeyip bir de üstüne
hezimete uğramalarıydı. Geçen sene Chelsea ve City’den 6, Liverpool’dan 5 gol
yemişti Arsenal. Bunun sebebi geçen sezon golü erken yiyerek erken çözülme
olarak dile getiriliyordu. Wenger geçen
sezondan dersini iyi çalışarak bir kadro çıkarmış. Geri dörtlü klasik. Savunmanın
önüne Flamini eldeki en iyi alternatif
olarak konulmuştu. Orta ikili Wilshere – Ramsey, solda Mesut sağda
Alexis. En uçta ise haftaiçi milli takım maçında 2 gol atarak formda olduğunu
gösteren Welbeck vardı.
Maça fırtına gibi
başladı takım. Sahanın her yerinde basan, boşlukları çok iyi kapatan ve topu
olumlu kullanan bir Arsenal vardı ilk 20 dakika. Kendi alıştığımız futbolunu
oynadı Arsenal. Pozisyon da buldu. Welbeck ilk maçında gole çok yaklaştı. Sİlva’nın
hatalı geri pasında Hart’la karşı karşıya kaldı, teknik bir vuruşla topun
dibine girdi. Hart çaresiz kaldı ancak direği geçemedi.
20. dakikadan sonra
işler değişti. City uyandı mı desek ya da Arsenal onlara o istedikleri alanları
mı bıraktı desek bilemiyorum ancak oyuna dahil oldu City. Eksikleri fazlaydı
City’nin, özellikle Yaya Toure’nin eksiğini fazlasıyla hissettiler. 28. Dakikada
herkesin taca çıkmasını beklediği topu oyunda tutan Navas topu taşıyıp Aguero’ya
golü attırdı 0-1. Bu golün ardından devreye kadar rölantide gitti maç. İlk yarı
Arsenal’in sıkıntısı ileride top tutamamak gibi gözüküyordu. Welbeck’in takıma
uyum sağlamak için henüz zaman ihtiyacı olduğu açık.
İkinci yarının
başlamasıyla Arsenal o maçın başındaki baskıya geri döndü. Aslında izleyenler
bunun City’nin taktiği olduğunu düşünüyordu. Geçen sezonun en bilindik
hamlesiydi bu onlar adına, ilk golü bulup sonra kontra toptan farkı 2’ye
çıkarmak. Samir Nasri’nin girişiyle tribünler de ateşlendi. Ve Arsenal kurduğu baskının sonucunu aldı.
Klasik kazanılan toptan sonra hızlıca Arsenal ver-kaçlarıyla yaklaşıldı ceza
sahasına ve Wilshere klasını gösterdi pozisyonda. Ters ayağına alarak önce
Clichy’i geçti ve yine ters ayağıyla harika bitirdi pozisyonu 1-1. Golden sonra
Wenger yüzündeki gurur görülmeye değerdi. Bir baba oğluyla gurur duyar ya, aynı
öyle bir ifade vardı Wenger’İn yüzünde. Baskı golden sonra da durmadı Arsenal
yüklenmeye devam etti. Ve sonunda Alexis harika bir vuruşla öne geçirdi Arsenal’i
2-1.
Her şey çok güzel
gidiyordu Arsenal adına. Ta ki Debuchy sakatlanana kadar. Şanssız sakatlıktan
sonra takım dağıldı adeta. Kornerden golü buldu City. 11 kişi ceza sahasında
olmasına rağmen Demichelis bomboş vurdu kafayı 2-2. Pozisyonlar bu golden sonra
da devam etti. En az 2-3 tane daha net gol fırsatı geçmişti City’nin eline
ancak değerlendiremediler. Böylece Emirates’te puanlar paylaşıldı.
Maç adına
yapılabilecek olumlu yorumların başında kesinlikle takımın bölüm bölüm de olsa
form tutmaya başlaması geliyor. Zaman zaman arttırılan tempo ve yapılan baskı
büyük ihtimal tüm sezonun oyun planı olacak. Eleştirilebilecek bireysel
performans, ne kadar sistem yüzünden olsa da, Mesut Özil. İnsanlar ondan daha
efektif oynayıp oyun içinde aktif olmasını bekliyorlar. O da kendine göre haklı
olarak sol kanatta oynamaya alışmaya çalışıyor. Dünya kupasından sonra tekrar
formunu bulabilmesi ne kadar sürecek göreceğiz. Welbeck de takıma alışınca çok
önemli işlere imza atacağına inanıyorum ben. Her şeye rağmen 4. Haftanın sonunda
1 Galibiyet 3 beraberlik çok da iç açıcı bir tablo değil Arsenal adına. Ama takımın
ilerleme kat ettiğini söyleyebiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder