Ne maçlar oldu ki kadınlar bir an bile susmadı, kimsenin yokluğunu hissettirmedi.
Elbette deplasman yasağının sürdüğü ülkede taraftar maçlardan mahrum olmamalı ama taraftar için cinsiyet ayrımı ifadeleri de son bulmalı.
Gelelim maça, Almeida sakat, Ömer yakaladığı şansı değerlendirebilecek mi bilmem ama ben Ömer ve Gökhan Töre'nin öne çıkacağı inancı ile maçı bekliyorum.
Takımlar sahaya çıkarken performansını merak ettiğim bir diğer isim Jermaine Jones. Geçtiğimiz hafta stadda Jones'un kızları ve eşinin görüntüleri maçın tek güzelliğine imza atmıştı. Bakalım aile forma ve pozlarıyla taraftarlıklarını duyururken Jones da ben geldim diyecek mi?
Ve kaptan Tolga, çocuklarla birlikte çıkış tünelinde... Çocuklar uçmasa bari rüzgardan :)
Yayıncı kuruluşun yorumcuları istatistikleri açıklıyor. 1981 yılından bu yana İstanbul'da galibiyeti yok Eskişehir'in Beşiktaş'a karşı diyor. Yine olmasın diye tamamlıyorum cümleyi.
Haydi kalk ayağa yürü güneşe çalıyor...Zor maça artık saniyeler var. Bir yanda Ertuğrul Sağlam bir yanda Bilic.
Sahada futbolculardan başka resmen fırtına var. Yine enteresan bir maç bizi bekliyor. Ilk yarı rüzgar lehimize.
Maçın üçte birlik bölümü geride kalmak üzere, henüz ayağa kaldıran pozisyon yok ama fauller var. Rakibe pozisyona vermeyen Kartal henüz çerçeveyi bulamıyor.
Devre arasına 0-0 gidiyor iki takım. Akıllarda ikinci yarıda rüzgarın Eskişehirspor'un yanında olacağı var.
Dakikalar geçiyor, pes etmiyor Beşiktaş. Mücadele var ancak gol gelmiyor bir türlü. Bilic her türlü alternatifi deniyor. Sahada herkes her yerde oynadı sanki.
Son 10 dakikaya girilirken Eskişehirspor mücadeleden düşüyor.
Bilic soğuğa rağmen montunu çıkarıyor. Her maçı çizgiden izleyen, takıma bir kişi fazla oynuyor hissi veren Bilic sinirli tavrıyla dikkat çekiyor. Maçın ikincilik yarışındaki öneminin farkında Bilic. Saha kenarından takıma da bunu aşılamaya çalışıyor. Bir an yerinde durmuyor. Hafta içi Akatlar'da Basketbol takımının maçını izleyen Bilic, yine basketbol koçu edasıyla saha kenarında.
Dakikalar azalıyor. Ve uzatma tabelasını beklerken dakika 89 oluyor. Veli'ye faul yapılıyor ve serbest vuruş Beşiktaş'ın. Gökhan Töre'nin kullandığı top önüne düşüyor ve Ersan golü atıyor. Eskişehirspor'a karşı savunmada iyi mücadele eden Ersan golü atan isim oluyor.
Gözümse saha kenarındaki Bilic'de. O, yine çocuksu ve coşkulu bir gol sevincine imza atıyor. İçimizi ısıtıyor.
Ersan ise Olimpiyat Stadı'ndaki mesafeye aldırış etmeden koşup taraftarlarla kutluyor golü. Sarı kartın geleceğini bile bile üstelik.
24. Haftada çok uzun bir aradan sonra son dakikalarda gol buluyor Beşiktaş ve üç puan geliyor.
Bu golün anlamı büyük, moral oluyor takıma. Mücadelenin sonunda galibiyetin de gelmesi Beşiktaşlı futbolcuların aradığı motivasyon olacak.
NTV 'yi açıyorum. %100 Futbol'da Rıdvan Dilmen ve Güntekin Onay Beşiktaş'ın kültürünü ve büyüklüğünü konuşuyor. Her ne kadar iki takımlı lig algısı yaratılsa da, mütevazi ama mücadeleci Beşiktaş'ı övüyor. Rıdvan Dilmen, kimse yokken Beşiktaş vardı derken, Güntekin Onay, Türkiye'nin hangi köyüne gidersen Beşiktaş taraftarı bulursun diye ekliyor. Çarşı'nın köy okulları için düzenlediği yardım kampanyasından kız, erkek onlarca yüz gözümün önüne geliyor. Bir çocuk gülümsüyor, dünya gülümsüyor.
Çünkü Beşiktaş demek hayat demek....
Yaşa, varol Beşiktaş...
Ceren Korkmaz https://twitter.com/cerenkorkmaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder