15 Eylül 2013 Pazar

RÜYA BAŞLAMADAN BİTTİ








                     





Süpriz bir şekilde kaza meydana gelen, hüsranla noktalan bir turnuva oldu Türkiye adına.Şüphesiz ki kendisinin de basın toplantısında belirttiği bu durumun baş mimarı sayın Tanjevic oldu. Başlıklar altında Staff eksilerini toplayacak olursak ;


  1. Koçun turnuva başındaki yanlış seçimleri
  2. Koçun demode oyun tarzı ve oyuncuları farklı pozisyona çekme fantezileri
  3. Rollerin belli olmaması
  4. Oyuncuların ruhsuz tavırları
  5. Hücumda pota altını etkili kullanamamamız
  6. Hücumda takımın ne oynadığının hiç belli olmaması.
  7. Gereksiz rotasyonlar
Liste aslında bu şekilde uzar gider. İşin kötü tarafı bunların hepsi turnuva öncesinde de vardı. Ancak gerek hazırlık döneminde, gerekse turnuva boyunca hiçbirine çözüm bulamadık. Öncelikle bu turnuvadan artık ders almamız gerekiyor.Staff'a teşekkür ediyoruz. Tanjevic inatçı koçtur. Harun Erdenay bile rotasyon konusunda fikir ayrılığına düştüklerini dile getiriyor. 
Artık bu takımın başına oyuncuların dilinden anlayacağı, kenarda bağırmaktan başka bir şey yapacak bir koç getirmemiz gerekiyor. Bu yabancı sevdası elimizdeki değerleri kaybetmemize yol açıyor. İlk adayın Aydın Örs’ün dediği gibi Ergin Ataman olması gerekiyor. Bunu gerek Beşiktaş’taki, gerekse Galatasaray’daki performanslarıyla ispat etti. En önemli özelliği değişken durumlara çok çabuk ayak uydurabilmesi. Alternatif planlar konusunda çok zengin bir koç. Aynı zamanda sisteme göre takım değil, milli takımlarda olması gerektiği gibi takıma göre sistem oluşturabilecek, tek bir sisteme takılı kalmayan bir koç. En büyük eksikliğimiz olan rol paylaşımı konusunda da açık olması çok büyük avantaj. Artık Ataman’ın zamanı geldi. Ama O olmasa bile daha çok fazla alternatifimiz var. Oktay Mahmuti, Erman Kunter, Orhun Ene, Ufuk Sarıca, Ahmet Kandemir, Cem Akdağ, Murat Didin, İhsan Bayülken gibi çok kaliteli antrenörlere sahibiz. Bunlar ilk aklıma gelenler. Tekrar bir yabancı arayışına girmeyelim. Bizi bilenlerle yola devam edelim. 
Muhtemelen yeni gelecek koçun önünde bir yeniden yapılanma süreci olacak. Artık yavaş yavaş yeni jenerasyonlara rol vermemiz gerekecek. Çok potansiyelli jenerasyonlar geliyor. Onları değerlendirebilirsek tekrar ayağa kalkabiliriz.
Bireysel oyuncu performanslarına geçmeden bir mevzu daha var. O mevzunun adı Enes Kanter. Milli formanın gönül işi olduğunu biliyoruz. Geçen sene “keyfi için” gelmediğinde bile gençliğine verenler olmuştu. Onu kazanmamız gerektiğini düşünen kişiler çoğunluktaydı ki bunlara ben de dahildim. Ancak son yaptığı “hahahahahahaha” terbiyesizliğinden sonra artık gençliğine verilebilecek bir durum kalmadı.  Ardından gelen dalga geçer gibi tweeti de söylemiyorum bile. Bu oyuncunun karaktersizliğini gösterir. Böyle bir sporculuk ruhu örneği gösteren oyuncuda da o formayı görmek istemiyorum artık ben şahsi olarak. Potansiyeli büyük bir oyuncu. Buna güveniyor olabilir ancak bu forma herkesten büyüktür. Bunu idrak etmesi lazım. Etmediği de belli. İsterse NBA’de All-Star olsun, umarım Enes Kanter için milli takım kariyeri sona ermiştir.
Son olarak gelelim turnuva boyunca milli oyuncularımızın performanslarına:
#4 Doğuş Balbay : Turnuvanın ilk 3 maçında görev aldı. İyi niyetli oynasa da O’nu bir saf bir oyun kurucu ile yan yana oynatmadığınızda oyun içi organizasyonları sekteye uğruyor. Savunma konusundaki etkinliği, iş hücuma gelince tam terse dönüyor. Turnuva boyunca da tam olarak bunu yaşadı.
#5 Emir Preldzic : İlk 3 maç pek ortalarda görmediğimiz devşirme oyuncumuz, son iki maçta rollerin daha dengeli dağıtıldığı anlarda performansını arttırdı. Biraz geç oldu tabii ki. Ondan takımı oynatmak beklenirken değil de gazozuna maçlarda bunu yapması performansının kıymetini düşürdü. Performansında dalgalanma devam edecekse başka bir devşirmeye geçmek mantıklı olabilir.
#6 Sinan Güler : Tanjevic’in kurbanlarından. Bir takımın oyun kurucusundan beklenilenler O’nda yok. Zaman zaman güzel paslar vermesi birini oyun kurucu yapmaz. Sinan’ı oyun kurucu oynatmak, kendisinden alabileceğin verimi de tamamen aşağı çeker ve çekti de. Oyun kurucu oynamaya çalışmaktan iyi yaptıklarını da yapamadı. Dediğimiz gibi bu turnuvanın kurbanlarından.
#7 Birkan Batuk : Buraların oyuncusu değil henüz. Ne Efes’te, ne milli takımlarda bunu daha önce gösterdi. Normalde 12.oyuncu olarak göze batmazdı ancak bir oyun kurucu gerekirken seçilmesi çok göze batmasına yol açtı. Şanssızlığı da oradan geldi zaten. İlk 3 maçta oynayamadı. Son iki maçta da pek katkı veremedi. Bu seviyelere gelmesine daha var.
#8 Ersan İlyasova : Sistemin belli olmaması Ersan’ın performansını da vurdu. Çoğunlukla atıcı olarak oynatılmasının yararını son iki maçta gördük. Hazır olmadığı da belliydi. Çok fazla istek de olmayınca turnuvanın yıldızlarından olabilecek bir konumdayken, hayal kırıklıklarından biri oldu. Son iki maçtaki performansları pek bir şey ifade etmiyor.
#9 Semih Erden : Semih bir yetenek lütfuyla doğmuş ama hırs eksikliğiyle lanetlenmiş biri gibi. Turnuva boyunca bir smaç dışında hiçbir etkinliği olmadı. Savunmada takıma zarar verdi, hücumda pek etkili olamadı. Zaten suratından oynamak istemediği belliydi. İstediği zaman fark yaratabilir ancak istediğini gören insan sayısı çok az. Artık milli takımdaki yerinin düşünülmesi gereken isimlerden biri. Genç uzunlardan birinin yavaş yavaş Semih’in yerini almasının zamanı gelmiş sanırım.
#10 Serhat Çetin : Ömer Onan’ın sakatlığından önce rotasyon oyuncusu olarak hazırlanan Serhat, kendini son anda ilk 5’te buldu. Ancak yeni rolüne adapte olamadı. Milli takımda olması yadırganacak bir isim değil ama ilk 5 için de pek yeterli değil henüz.
#11 Oğuz Savaş : Oğuz’a puan verirken emin olamadım çünkü doğru düzgün oynatılmadı. Rusya maçının ikinci yarısını izleyenler oynaması gerektiği konusunda hemfikir olacaklardır. Kesinlikle böyle kötü bir turnuva geçiren Semih’in rotasyonda önünde olması gerekiyordu. Ancak son maçın ikinci yarısı hariç pek şans bulamadı. Pota altı güçsüz takımlara karşı fark yaratabilirdi.
#12 Kerem Gönlüm : 36 yaşında herkese ders verdi. Takımdaki herkesten çok koştu, herkesten çok mücadele etti. Kötü performansa isyan eden iki oyuncudan biriydi. Milli formaya saygıyı herkesin ona bakıp öğrenmesi gerekiyor. Enes Kanter’e de duyurulur. Sadece mücadelesiyle değil performansıyla da fark yarattı. Takımın sayı ve ribaund lideri ve en çok faul alan oyuncu oldu.
#13 Ender Aslan : İsyan eden ikinci oyuncumuzdu. Her gereken yerde skor katkısı verdi. Takımı yönetti. İyi olduğumuz bütün anlarda takımı yöneten oyuncu Ender’di. Savunmada açık verdiğimizde çıldıran da O’ydu. Milli takım gençleşsin, yenilenme ihtiyacı var diyoruz ama Ender ve Kerem bu formaya verdikleri değer ve hırsla basketbolu bırakana kadar bu formayla sahaya çıkmalıdır.
#14 Ömer Aşık : Ömer’in oynaması için bir düzen gerekli. İlk iki maçta toplam 6’da 6 isabetle oynadı. Pota altında kullanmamız gereken ilk oyuncuyken, O’nu kullanamadık. Ersan gibi kampa geç gelmesi de performansını etkiledi. Ersan gibi patlama yapabilecekken, o da sıradan bir turnuva geçirdi.
#15 Hidayet Türkoğlu : Kaptan kariyerinin en kötü turnuvasını geçirdi. Artık bu takımın yıldızı olamaz. Yaşı ve sakatlıkları buna el vermiyor. Ancak koç tarafından yeni rolüne hazırlanacağına, takımın yıldızı olarak lanse edildi. O da atarak ancak yıldız olurum tavrına büründü. Bazıları maç koptuktan sonra gelen 28’de 5 saha içi isabet ve 18’de 9 serbest atış kabul edilemez. Sadece atarak takımın kazanmasını sağlayamazsın. Takımın en tecrübeli oyuncularından biri olarak bunu en iyi O’nun bilmesi lazımdı. Milli takıma yıllarca hizmet verdi Kaptan ama artık işler daha kötü olmadan formayı asması gerekiyor.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder