28 Haziran 2014 Cumartesi

Galatasaray Live Hospital Sezon Analizi



Sezona şampiyon olarak başlamak gerek Avrupa’da gerekse ligde çeşitli sorumlulukları 
beraberinde getirir hep. Galatasaray için de sezon içi beklentiler oldukça yükselmişti. Boniface N’Dong’un emekliliğini açıklamasının ardından, Barcelona formasıyla Euroleague’de çoğu basketbol otoritesinin saygısını kazanmış Nathan Jawai kadroya katılmıştı.Yine iki sezon öncesi Beşiktaş forması ile olağan üstü işler yapan belki de Avrupa’nın en potansiyelli 4 numaralarından Zoran Erceg takıma dahil oldu.Bu iskeletin üzerine Arroyo’yu , özellikle bir önceki sezon inanç ve çalışkanlığıyla enfes işlere imza atan Jamont Gordon’u da ekleyince hedeflerde büyütümüştü haliyle.


Sezona çok da iyi başladı aslında Galatasaray. Anadolu Efes ve Beşiktaş İntegral Forex karşısında iyi oyun ve mücadele ile alınan iki galibiyet , takıma yapılan takviyelerin yerinde takviyeler olduğu  görüşünde hemfikir olmamızı sağladı.

Bu arada haftalar ilerlerken değerlendirmemizin bu kısmından sonra en çok telaffuz edeceğimiz kelime ‘sakatlık’ olacak sanırım. Nathan Jawai , Euroleague’de 22 sayı ile kariyer rekoru kırdığı Olimpiakos karşılaşmasında , boynuna aldığı darbe sonucunda boyun travması geçirdi ve sezonu kapattı. Ardından ekim ayında Markoishvili’nin de tendosu yırtıldı ve 3 ay parkeden uzak kalacağı açıklandı. Sonrasında bir Türk Telekom maçı var ki , Galatasaray’ın  çöküşünün daha derin boyutlara ulaştığının habercisi. Telekom maçında Ersin Dağlı ayak tarak kemiğinden , Jamont Gordon’un ise ön çapraz bağları koptuğu için sezonu kapattığı açıklandı.



Sakatlıklar sonrası gözler Murat Özyer ve teknik ekibe çevrildi.Serbest oyuncu piyasasının da olmadığı dönemde en mümkün oyuncu Milano’dan ayrılan Malik Hairston’dı.Hairston , iyi bir atlet ve özellikle alçak postta iyi bir skor opsiyonu olması sebiyle apar topar transfer edildi. Hairston’ın beklenenden fazla katkı yaptığını da düşünüyorum aynı zamanda. Onun atletizmini ve savunmada ki direncini çoğu zaman avantaja dönüştürebildi takım. Fakat şut tercihleri ve gereksiz top zorlamaları eleştirilebileceği yönler.
Hairston’dan sonra  gözler 5 numara transferine çevrildi. Kariyerinin sakatlıklar sebebiyle bittiği konuşalan Pops Mensah Bonsu sürpriz bir şekilde kadroya dahil edildi. Bonsu kumarının da tuttuğunu söylesek yanılmış olmayız sanırım. Euroleague’de ribaund krallığı da bunun göstergesi.  Tabi birde Arroyo ile olan mükemmel uyumuna da değinmek gerekiyor.  Sezon boyunca beni de ayağa kaldıran Arroyo-Bonsu A.Ş imzalı ikili oyunların , P&R  ve Alley up’ların sayısı hiçte az değil.


Yapılan iki takviyeden sonra merak edilen takımın sakatlıklar karşısında ki duruşuydu. Galatasaray mümkün olduğunca çizgisini bozmadan hem Euroleague’i hem de Beko basketbol ligini iyi idare etti.
Sonrasında ligde, top 16’nın ardından ortaya çıkan form düşüklüğünden de bahsetmek gerekiyor sanırım. Skor yükünü birkaç oyuncunun çektiği takımlarda bu çoğunlukla olmuştur zaten. Galatasaray’da bu durum yaşandı.Öncelikle Arroyo’nun saygı duyulacak bir winner olduğunu kabul etmek gerekiyor. Bence Euroleague’nin bu sene en iyi winneri. Takımda top 16 ile birlikte seyreden form düşüklüğünün sebebinin bir kısmını dar rotasyona bir kısmını da Arroyo’nun yaşadığı formsuzluğu bağlarsak çokta yanılmış olmayız.
Takım kötü giderken o aranan taze kan belki de Markoishvili’nin sakatlıktan kurtulup takıma katılmasıydı. Marko için de birkaç şey söylemek gerekiyor sanırım. Özellikle oyunun savunma tarafında mükemmel bir özveri örneği.  Çalışkan kimliği ile takımı toparlayan adam oldu ve takım Euroleague’de Final Eight’e yükseldi.


Final Eight’ de Barcelona’nın rakibi oldu Galatasaray. Barcelona’nın İstanbul’da oynadığı ve uzatmalar  sonucunda kazandığı Anadolu Efes maçını düşündükten sonra serinin altında sürprizler aramıştım hep. İlk maça harika giren Arroyo  maçın ilk yarısında  sakatlanınca ilk maçı kaybettik. Ardından ikinci maçta Arroyo’nun olmayacağı açıklandı ve sonuç olarak kaptansız gemi yürümez teorisi işledi bizim için.
Artık tüm enerjisini lige vermek zorunda olan Galatasaray’ın , play off ilk turunda ki rakibi Beşiktaş İntegral Forex’di. Benim sürpriz beklemediğim seride ilk maç gerçekten inanılması oldukça güç şeyler oldu. Lofton, şapkadan tavşan çıkarınca ben dahil tüm Galatasaray seyircisi acaba demiştir sanırım. 2 ve 3. Maçlar sürprizsiz geçti ve Galatasaray yarı finale yükseldi.


Yarı finalde tarihinin en iyi normal sezon performansına imza atan Banvit turun açık ara favorisiydi  . Çoğu Galatasaray taraftarının atladığı nokta ise Marko’nun dönüşüyle birlikte takımın özellikle savunmada çok üzerine koymuş olmasıydı. Galatasaray beklenmedik şekilde sadece  bir maç kaybederek adını finale yazdırdı.



Finalde Fenerbahçe’nin rakibi olan Galatasaray’a şampiyonluk beklide 7 maç uzaktaydı.
Obradovic’in gelişi ile birlikte tüm hücum sistemini birebir penetre üzerine kuran Fenerbahçe Ülker karşısında Galatasaray’ın şansı azımsanmayacak kadar fazla olduğunu düşünmüştüm. Özellikle ilk iki maç Luka Zoric’in çok çok ekstra oyunları ile Fenerbahçe Ülker seriyi 2-0’a getirdi.3.maç Zoriç faul problemi yaşayınca ve bunun üzerine Marko’nun mükemmel hücum performansı eklenince durum 2-1 e geldi. Serinin devamında takımlar saha ve seyirci avantajlarını iyi kullandılar ve şampiyonluk 7. maça kaldı. İlk 6 maçta olan olayları , hakem seçimlerini , hakem kararlarını farklı bir yazıda değerlendirmek gerekir tabi. Nitekim Galatasaray LH , Federasyonun taraflı tutumundan şikayet ederek 7. maça çıkmadı ve sezonu noktaladı. 






Onur DEMİR

https://twitter.com/ExituS__Letalis

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder